İlk Kamp
Aslında en başta bir tercih yapılması gerek. Siz kampçımı yoksa çadırcımı olacaksınız?
Bunu ikiye ayıran benim. Çünkü bir kısım gerçekten doğa sevgisi ile başlayıp, ekipman satın almaktan, lokasyon tercihine kadar severek araştırarak hareket ediyor. Diğer kısım ise “tatilde şu kadar harcamak yerine marketten çadır alırım…” mantığıyla işe koyuluyor. Son verdiğim örnek benim gözümde çadırcı statüsünde olduğu için o kısım beni ilgilendirmiyor.
Eğer henüz doğada çok vakit geçirmediyseniz hele ki hiç uyumadıysanız olaya biraz daha sakin yaklaşmanızı öneririm. Çünkü seçeceğiniz ekipman ya da lokasyon size hiç uymuyor olabilir boş yere para harcamış vakit kaybetmiş olursunuz. Kampçılık hayatı tamamen kişiselleştirilmiş bir eylem olduğundan size akıl verir gibi yönlendirme yapmak yerine kendi başlangıcımdan bahsederek sizin kendi adınıza çıkarım yapmanızı sağlamak daha mantıklı olacak.
Ben 15-20 yıl öncesine kadar tatillerimi bir kamp tesisinde, çadırda ya da karavanda geçirmeyi hiç hayal etmiyordum. Oysa ki daha lise yaşlarında bile arkadaşlarımla gittiğim yerler genelde daha bakir koylar olur hatta kayalık atlayışları yapılan yerleri keşfederek vaktimiz geçerdi. Hatta ilkokulda bahar geldiğinde iki arkadaşımla kerestecilerden aldığımız büyük kalın poşetler ile dere kenarına iner ortasına diktiğimiz çubukla kendimize çadır yapar içinde otururken deli gibi 🙂 Küçük bir kasabada hemen yol kenarında olan bu küçük derenin yanındaki şeffaf çadırımızı da gelen geçen herkes izlerdi. Her ne kadar böyle bir geçmiş hevese sahip olsam da cidden kamp yapmak dağa taşa çıkmak gibi hiç bir niyetim olmamıştı senelerce. İtiraf etmeliyim ki bunun ana sebebi biraz da endişeydi. Kimsenin olmadığı ıssız bir koyda o dalga sesleri eşliğinde orada uyumak korkutucuda geliyordu. Fakat yıllarca günübirlik turlarımı bu ve buna benzer yerlerde yaptıkça hem doğaya iyice alışmış oldum hem de hava kararmaya başlayınca dönmek yerine orada konaklama arzusu hissetmeye başladım.
En iyi kamp, en az malzeme ve en sıcak giysilerle konforludur. Gideceğiniz yer, yiyeceğiniz yemekler ve yapacağınız aktiviteye kadar her şeyi önceden planlamalısınız.
İlk kampı yapmaya karar vermeden önce ekipman araştırmaya başladım. İlk evvela çadır edinmem gerekiyordu. Hangi marka kaç kişilik hangi cins derken konaklama esnasında işimi kolaylaştıracak ekipmanları da araştırıyor ve öğreniyordum. İlk çadırımı aldığımın ertesi günü kabatepe orman kampına gittim. Yanımda iki çuval kamp malzemesi vardı. Mutfakta ne varsa yanıma aldığımı düşünüyordum. Karnıyarık tencerem bile vardı 🙂 Fakat öyle küçük detayları atlamışım ki inanamıştım.
Onca mutfak malzemesine hiç gerek yokmuş. Neredeyse tüm öğün mangal başında geçmişti. Mesela plastik piknik tabakları saçmalıkmış. Mangaldan alıp üstüne köfteleri koyunca çatır çatır eriyorlardı. Kağıt bardaklarda çay kahve tat değiştiriyordu sanki. Tek kullanımlık tuz, biber vs her şey nemden ıslanmıştı. Daha neler neler… Kısacası tam bir fiyasko olmuştu benim için.
Konforlu bir kamp için neler gerekli nasıl anlayacağım?
Bugün bile bir kaç parça bir şey alayım dediğimde bazen abartarak gerekli gereksiz şeyler aldığımı düşünüyorum. Fakat bu yeni ekipmanları kampa gitmeden önce artık günübirlik ufak turlarda deniyorum ve ona göre hareket ediyorum. Yarın ilk kampıma gidecek olsam yanıma alacağım kısa ekipman listem şu olurdu;
- Çift katman kaplumbağa çadır (su geçirmez olmalı)
- Konfor derecesi en az -5 uyku tulumu
- Basit iki adet mat (çadır içi dönmelerde mat başka yerde uyanabiliyorsunuz)
- İç çamaşırlar dahil tüm giyecekler yedekli olmalı
- Yemek pişirme seti
- Kartuşlu kamp ocağı
- Bir kaç parça çatal bıçak benzeri eşyalar
- Gıdaya uygun plastikten üretilmiş tabaklar, bardaklar vs.
- Kaliteli aydınlatma ekipmanları (kafa lambası, el feneri ve ve masa lambası)
İlerleyen yıllarda o kaplumbağa çadırı çok kullanmayacaksınız. Fakat her an elinizin altında bulunmalı. Eğer etrafa hava atmak için değil de gerçekten doğayı severek hissederek kamp yapıyorsanız arada bir kesinlikle ihtiyacınız oluyor. Uyku tulumu ise mumya tipi hep değişik geldi bana. Fermuarlı gerektiğinde yorgan olarak kullanacağınız modeller daha mantıklı. Matı sizin için ekledim. Şimdiye kadar hiç mat kullanmadım ben. İlk günden beri şişme yatak tercihim oldu. Soğuk havalarda yatak içindeki hava soğurmuş vs takılmayın bunlara yok öyle bir şey.
Doğa sürprizlerle doludur. Kıyafetiniz giyilmez hale gelebilir. Yanınızda mutlaka yedekleriniz olsun. Yemek konusunu çok dert etmeyin. 3’lü basit bir set tüm ihtiyacınızı görecektir. Fakat bunlar çok ince alüminyumdan imal edilir ve yüksek ateşte deforme olurlar. Ya da odunun isinden dolayı iğrenç hale gelirler. Bundan sebep ufak bir kartuşlu gaz ocağınız olursa hem ekipmanınız zarar görmez hem de daha pratik yemek işini halledersiniz. Pişirdiklerinizi yemek içinse basit çatal bıçakları tercih edin. Bardak ve tabak içinse piknik malzemesi kullanmayın. Hem sürekli kullanıma uygun değiller hem de arkanızda çok artık birikiyor. Emaye, çelik vb metal eşyalardan uzak durun. Süslü görünürler ama sıcaktan ya tabağı tutmazsınız ya da çayınızı içerken dudağınızı yakarsınız.
Ve tabi ki aydınlatma. Ben kampta çok ışık seven biri değilim ama sonuçta doğal bir ortamda illa işinize yarıyorlar. Devamlı yanık bir ışık tercih etseniz de basit bir feneri ya da kafa lambası satın alacaksanız da kesinlikle pil durumu sebebiyle kaliteli markalar alın. Aynı işi yapan ürünler arasında bazen 3-4 kat fark olur. Pahalı olanı alanlar çok parası olduğundan değil gece vakti ışıksız kalmamak için öderler o parayı. Tecrübeyle sabittir 🙂
Malzemeler hazırsa çıkalım yola… İyi de nereye?
Bence ilk önce bir kamp tesisi tercih etmelisiniz. Hatta kamp tesislerini ilk 5-6 kamp boyunca tercih edin. Ekipman çeşitliğinizi ve doğaya alışkanlığınız artana kadar tesislerden başka plan yapmayın. Gideceğiniz lokasyonu çok uzak seçmeyin. İlkbahar ya da sonbahar maksimum seviyeniz olsun. Yapabiliyorsanız yaz aylarında çıkın ilk kamplarınıza.
Her gördüğünüzü satın almayın
Kamp yaparken ekipmanın önemi hayatidir. Elinizden geldiğince kaliteli ürünler almaya çalışın. İncelemelerde ya da bir başka tavsiye videolarında özenip her şeyi satın almayın. Önce en az 4-5 kamp sayısına ulaşın ki nelere ihtiyacınız var onu iyi anlayın. Mesela ben en az 8-10 yıldır mangal yapmıyordum. Geçen hafta uzun zaman önce aldığım mini mangalımı kullanmak için heves ettim. Oda katlanınca bir karış defter kadar yer kaplamıyor bel çantasına bile sığar. Diğer türlü o kocaman mangallardan aman Allah’ım hiç bulaşmayın 🙂 Mangal kömürü hiç almadım bile. Etraf odun dolu mangal kömürü nedir yani.
Lokasyonu iyi seçin havayı takip edin
İyi kötü ekipmanınız var artık. Fakat gideceğiniz lokasyonu buna göre seçin. Yüksek rakımlı yerlerde hava değişkendir hazırlıklı olmanız gerekir. Tarp sahibi değilseniz yaz aylarında deniz kenarlarını çok tercih etmeyin. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte uyanırsınız sıcaktan. Yola çıkmadan bir hafta önce hava tahminlerini iyi kontrol edin. Gerekirse akıllı telefon uygulamalarında değişken tahminlerde alarm özelliği vardır onu kurun.
Özetle ilk kampa çıkmadan önce sık sık günübirlik turlar yapın. Bu tecrübeler ayakkabınızdan çadırınıza, gaz ocağınızdan bardağınıza kadar nelere ihtiyacınız olduğunu size anlatacaktır.
Aklınıza takılan bir şey varsa yorumlarda sormayı çekinmeyin. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.